Tom told me that he could live off his savings for a while if he lost his job.
- Tom bana işini kaybetse bile tasarrufları ile bir süre yaşayabileceğini söyledi.
Tom adds a little money to his savings account each month.
- Tom her ay tasarruf hesabına biraz para ekliyor.
Old Mr Smith is saving as much money as he can.
- Yaşlı Bay Smith yapabildiği kadar çok para tasarrufu yapıyor.
Nobody ever got rich by saving on drinks.
- Kimse içeceklerden tasarruf ederek zengin olmadı.
Fuel economy is a big advantage of this car.
- Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır.
Tom always flies economy class to save money.
- Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor.
He put her savings to good use.
- O, tasarruflarını yararlı şeylere yatırdı.
If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower.
- Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.
The speaker laid stress on the need for thrift.
- Konuşmacı tasarruf ihtiyacı üzerinde stres attı.