tarifeleri

listen to the pronunciation of tarifeleri
التركية - الإنجليزية
Tariffs
tarife
tariff

High tariffs have become a barrier to international trade. - Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.

We hope to lower the tariff. - Biz tarifeyi düşürmeyi umuyoruz.

tarife
{i} timetable

Could I have a bus timetable? - Bir otobüs tarifesi alabilir miyim?

May I see the timetable? - Tarifeyi görebilir miyim?

tarife
{i} schedule

There was a bus schedule on the wall. - Duvarda bir otobüs tarifesi vardı.

The bus was behind schedule. - Otobüs tarifenin gerisindeydi.

tarife
instructions
tarife
statement
tarife
{i} receipt
tarife
{i} recipe

We found a recipe for grandma's cookies . - Büyükannemin kurabiyesi için bir tarife bulduk.

I shared the recipe for gluten-free bread. - Ben glutensiz ekmek için tarifeyi paylaştım.

tarife
(Ticaret) scale of charges
tarife
fare
tarife
(Ticaret) duty
tarife
rate
tarife
Price plan
tarife
tariffed
ithalat tarifeleri
(Hukuk) import tariffs
ithalat tarifeleri
(Ticaret) tariffs on imports
muafiyet tarifeleri
reduced fares
muafiyet tarifeleri var mı
Are there any reduced fares
tarife
tariff, schedule of rates, prices, or charges
tarife
timetable, schedule
tarife
scale
tarife
prospectus
tarife
price list
tarife
instructions sheet, instructions, directions
tarife
price list, tariff; timetable, schedule; directions, instructions
التركية - التركية

تعريف tarifeleri في التركية التركية القاموس.

tarife
Fiyat gösteren çizelge
tarife
Taşıtların gidiş geliş zamanlarını gösteren çizelge
tarife
İlâç, alet vb. şeylerin nasıl kullanılacağını açıklayan kâğıt, tanıtmalık, prospektüs
tarife
Taşıtların gidiş geliş zamanlarını gösteren çizelge: "Yıpranır ceplerinde tren tarifeleri."- B. Necatigil. İlaç, alet vb
tarife
şeylerin nasıl kullanılacağını açıklayan kâğıt, tanıtmalık, prospektüs