taraftarı

listen to the pronunciation of taraftarı
التركية - الإنجليزية
pro
an advantage of something, especially when contrasted with its disadvantages (cons)

What are the pros and cons of buying a car?.

professional someone who is very good at something

When it comes to DIY, he's a real pro.

an argument in favor of a proposal
"a pro vote"
"a pro vote" on the affirmative side
In favor of
A pro player is a professional sportsman or woman. You can also use pro to refer to sports that are played by professional sportsmen or women. a former college and pro basketball player
n short for protection
Proceed
Before in time or place
a professional sportsman
Peer Review Organization Organizations established in 1982 (Public Law 97-248) which, with the U S Department of Health and Human Services, contracts to review the appropriateness of settings of care and the quality of care provided to Medicare beneficiaries
Abbreviation of protection Anchors placed by a lead climber to secure a climb and lessen the severity of a fall
pref. supporting, favoring, advocating; serving as a replacement for
If you are pro a particular course of action or belief, you agree with it or support it. I'm one of the few that's very pro performance-related pay. = for anti
on the affirmative side
supporting, favoring, advocating
A pro is a professional. I have enjoyed playing with some of the top pros from Europe and America. ¡Ù amateur
Peer Review Organization An organization charged with reviewing quality and cost for Medicare Established under TEFRA Generally operates at the state level
Precision Runway Operations
taraftar
supporter

They called British supporters Tories. - Onlar İngiliz taraftarlarına Muhafazakarlar adını verdiler.

The speech made by the president yesterday delighted his supporters. - Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.

taraftar
follower
taraftar
fan

Who has more fans, Celine Dion or Mariah Carey? - Kimin daha fazla taraftarı var, Celine Dion'un mu yoksa Mariah Carey'nin mi?

The fans watched him kick the ball into the goal. - Taraftarlar, onun topu ağlara göndermesini izledi.

taraftarı olmak
stand up for
taraftarı olmak
support
taraftarı olmak
stand up
taraftar
advocate
evrim teorisi taraftarı
evolutionist
taraftar
exponent
taraftar
backer
taraftar
cohort
taraftar
partizan
taraftar
epigone
taraftar
ad here
taraftar
protagonist
taraftar
adherent

The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it. - Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.

Christianity has many adherents. - Hristiyanlığın birçok taraftarı vardır.

taraftar
sports fan
taraftar
votary
taraftar
Supporter, follower, fan
taraftar
{i} PRO
amerikan bağımsızlık savaşı taraftarı
Whig
bilginin deneyimle edinildiği taraftarı kimse
empiric
eflâtun felsefesi taraftarı
Platonist
eşitlik taraftarı
emancipated
eşitlilik taraftarı
egalitarian
hitler taraftarı
follower of hitler
hitler taraftarı
hitlerite
kiliseden ayrılma taraftarı
(ıng.) separatist
kilisenin yönetime karışması taraftarı
clerical
kral taraftarı
royalist
laiklik taraftarı
secularist
nihilizm taraftarı
(Felsefe) nihilist
parti taraftarı
camp follower
parti taraftarı olan
partisan
serbestlik taraftarı
(Ticaret) liberalise
soyutlama taraftarı
isolationist
sulh taraftarı
eirenic
sömürgecilik taraftarı
imperialist
taraftar
favourable [Brit.]
taraftar
supporter, follower, advocate, partisan, adherent
taraftar
sympathetic
taraftar
favorable
taraftar
sympathizer
taraftar
side
taraftar
partisan
taraftar
{s} favourable
yeşiller taraftarı
environmentalist
yunanistan'ın bağımsızlığı taraftarı
philhellene
çiftçilere toprak dağıtma taraftarı
agrarian
çıplaklık taraftarı kimse
nudist
ıngiliz iç savaşında cumhuriyet taraftarı
roundhead
ıngiliz kralına bağlılık taraftarı
Tory
ırlanda'nın bağımsızlığı örgütü taraftarı
Fenian
التركية - التركية

تعريف taraftarı في التركية التركية القاموس.

taraftar
Yan tutan, bir yanı destekleyen (kimse), yandaş
taraftar
Yan tutan, bir yanı destekleyen kimse, yandaş: "Siz işin olmaması taraftarısınız."- A. Gündüz
taraftar
Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlanan kimse
taraftar
Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlanan kimse: "Taraftara aklını peynir ekmekle yediren çılgın ve ilkel spor basını bu örnek karşısında kına yakabilir."- T. Dursun K
taraftarı
المفضلات