When you speak of a pay-raise before recognition, I am inclined to think you are putting the cart before the horse.
- Tanınmadan önce maaş zammından bahsedersen senin işleri ters yaptığını düşünme eğiliminde olurum.
The body was burned beyond recognition.
- Vücut yanarak tanınmaz hale gelmiş.
I don't want to be known.
- Tanınmak istemiyorum.
She is well known both in Japan and in America.
- O hem Japonya'da hem de Amerika'da iyi tanınmaktadır.
She is recognized to be an expert on linguistics.
- O dilbilim uzmanı olarak tanınmaktadır.
Now he is recognized as one of the most promising writers.
- O, şimdi en umut verici yazarlardan biri olarak tanınmaktadır.
I don't want to identify myself with that group.
- Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
The police thought the victim was Tom, but they were unable to identify the body.
- Polisler kurbanın Tom olduğunu düşündü fakat cesedi tanıyamadılar.
I can recognise my own kind.
- Ben kendi türümü tanıyabilirim.
Can you recognise the person in this picture?
- Bu resimdeki kişiyi tanıyabilir misin?
She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
- O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
I recognized her by the hat she was wearing.
- Onu giydiği şapkadan tanıdım.
The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument.
- Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.