These books have defined and shaped our culture.
- Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
Some people identify success with having much money.
- Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
Chemical symbols are used to identify chemical elements.
- Kimyasal semboller kimyasal elementleri tanımlamak için kullanılır.
One suspect has been identified.
- Bir şüpheli tanımlandı.
She identified him as the murderer.
- Onu bir katil olarak tanımladı.
Can you clearly define this word?
- Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
Curiosity is a defining trait of human beings.
- Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.
The person whose name was on the passport was described with words.
- Pasaportta adı olan kişi kelimelerle tanımlandı.
She described him as handsome.
- O, onu yakışıklı olarak tanımladı.