Soru sormaktan korkma.
- Don't be afraid to ask questions.
Öğrenci bir soru sormak için elini kaldırdı.
- The pupil held up his hand to ask a question.
Sorun için cevap yok.
- There is no anwser for your question.
Sorun için cevap yok.
- Your question has no answer.
Tom geometri problemini çözdü mü? Başarmadığını söyledi, soru onun için de zordu.
- Did Tom solve the geometry problem? He said he didn't manage to. The question was too difficult for him, as well.
Sorumun cevabını başıyla onayladı.
- She nodded in response to my question.
Sen sorularda çok iyisin! Birtek soruda başarısız olmadın!
- You're a beast! You haven't even missed one question!
Onun dürüstlüğünü asla sorgulamadım.
- I would never question his honesty.
Tom sorgu için gözaltına alındı.
- Tom was detained for questioning.
Sizin için çalışan insanların bazıları hakkında size bazı sorular sormak istiyorum.
- I'd like to ask you some questions about some of the people who work for you.
Onlar için çalıştığınız insanların bazıları hakkında size bazı sorular sormak istiyorum.
- I'd like to ask you some questions about some of the people you've been working for.
Onun zamanında gelip gelmeyeceğinden şüphe ediyorum.
- I question whether he'll come in time.
Onun dürüstlüğü şüphe götürmez.
- Her honesty is beyond question.
Mesele derinlemesine tartışıldı.
- The question was discussed in detail.
Mesele kazaya kimin neden olduğu.
- The question is who caused the accident.
Yurt dışında seyahat söz konusu değil.
- Traveling abroad is out of the question.
Onun önerisi, söz konusu değil.
- His proposal is out of the question.
Onların dürüstlüğü kuşkulu.
- Their honesty is questionable.
Kuşkulu şeyler yaptım.
- I've done questionable things.