Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
- The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Şirketimiz o araştırma projesinde yer almak istiyor.
- Our company wants to take part in that research project.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Korkarım ki bu gece toplantıya katılamayacağım.
- I'm afraid I won't be able to take part in the meeting tonight.
Tom törene katılmak istemiyor.
- Tom doesn't want to take part in the ceremony.
Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
- I wanted to take part in the party but I couldn't.
He declined to take part in the meeting because he did not feel he had anything to add.
They had cake and ice cream, but he did not take part.