Dergiyi okumaya dalmıştı. - She was absorbed in reading the magazine.
Dergiyi okumaya dalmıştı.
She was absorbed in reading the magazine.
Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi. - My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.
Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi.
My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.