Tüm oturma yerleri tutulmuş.
- All the seating areas are taken.
O büyük bir firma tarafından bir katib olarak alınmıştır.
- He was taken on by a large firm as a clerk.
King'in araştırmalarında aktarılan veriler, UNESCO'nun 1970 dünya nüfusundaki beyaz sayfasından alınmıştır.
- The data cited in King's research is taken from UNESCO's 1970 white paper on world population.
Tom kendi adını listeden çıkarttı.
- Tom has asked to have his name taken off the list.
Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
- The small company was taken over by a large organization.
Bizim arazi devralınıyor.
- Our land is being taken over.
O, şimdiye kadar yapmaya başladığı her işi bitirdi.
- He's finished every task he's ever taken up.
Rus büyükelçisi şaşkına döndü.
- The Russian ambassador was taken aback.
Tom şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed taken aback.
Şaşırmış görünüyordun.
- You seemed taken aback.
Kandırılmak istemiyorum.
- I don’t want to be taken in.
I can't ask her out, she's taken.
He was very taken with the girl, I hear.
When her mother died, she got taken in by the next-door neighbour.
I wonder how many people will get taken in by their addition of a fancy-looking front panel to a crummy device.
... the Americas and Africa have almost fully taken shape. ...
... be taken to the movies home page on Android Market. And the movies home page shows featured ...