Korkarım ki bu gece toplantıya katılamayacağım.
- I'm afraid I won't be able to take part in the meeting tonight.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.
Tom törene katılmak istemiyor.
- Tom doesn't want to take part in the ceremony.
Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
- I wanted to take part in the party but I couldn't.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?
- How did this misunderstanding ever arise?