Onlar kolaylıkla parçalamadı.
- They did not break apart easily.
O onunla ilişkiyi bitirmek istiyordu.
- She wanted to break up with him.
Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.
- It was a mistake to break up with you.
Ondan ayrılmayı planlıyorum.
- I plan to break up with her.
Tom ve Mary ayrılmaya karar verdi.
- Tom and Mary decided to break up.