tahminimce

listen to the pronunciation of tahminimce
التركية - الإنجليزية
in my estimation
tahmin
{i} estimation
tahmin
prediction

His predictions have come true. - Onun tahminleri gerçekleşti.

All of Tom's predictions came true. - Tom'un tahminlerinin hepsi gerçekleşti.

tahmin
forecast

According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa. - Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.

It will snow tomorrow according to the weather forecast. - Yarın hava tahminine göre kar yağacak.

tahmin
estimate

Steel production reached an estimated 100 million tons last year. - Çelik üretimi geçen yıl tahmini olarak 100 milyon tona ulaştı.

The value of the painting was estimated at several million dollars. - Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.

tahmin
{i} guess

I guess that she is over thirty. - Ben onun otuz yaşın üzerinde olduğunu tahmin ediyorum.

Guess what happened to me. - Bana ne olduğunu tahmin etsene!

tahmin
presupposition
tahmin
guess; conjecture; surmisal
tahmin
shot
tahmin
judgement [Brit.]
tahmin
speculation

I don't engage in idle speculation. - Ben başıboş tahminle meşgul olmam.

tahmin
peradventure
tahmin
{i} projection
tahmin
assumption
tahmin
calculate
tahmin
speculate

As to what happened there, one can only speculate. - Orada ne olduğuna gelince sadece tahmin edebiliriz.

tahmin
(Ticaret) expectations
tahmin
judgement
tahmin
presume

Three people are still missing and presumed dead. - Üç kişi hala kayıp ve öldükleri tahmin ediliyor.

The picture is presumed to have been painted by Picasso. - Resmin Picasso tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.

tahmin
supposition
tahmin
{i} forecasting

Prophets have been forecasting the end of the world for centuries. - Peygamberler yüzyıllar boyunca dünyanın sonunu önceden tahmin etmiştir.

They were forecasting rain for today. - Onlar bugün için yağmur tahmin ediyorlardı.

tahmin
conjecture

There was a great deal of conjecture as to what would happen. - Ne olacağı konusunda çok fazla tahmin vardı.

tahmin
appraisement
tahmin
anticipation

I can't stand the anticipation. - Ben tahmin etmeye katlanamam.

tahmin
appraisal
tahmin
guesswork
tahmin
prediction of
tahmin
{i} prognosis
tahmin
projected to
tahmin
predicts
tahmin
outlook
tahmin
prognostication
tahmin
divination
tahmin
presumption
tahmin
estimation, judging, reckoning; forecasting, prediction
tahmin
guess, estimate, prediction, conjecture, forecast, presumption, supposition
tahmin
prophecy
tahmin
calculation

Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus. - Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.

tahmin
surmise
tahmin
judgment
tahmin
approximation
التركية - التركية

تعريف tahminimce في التركية التركية القاموس.

tahmin
Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama: "Ancak yirmi beş yaşlarında tahmin olunabilirdi."- Ö. Seyfettin
TAHMİN
(Osmanlı Dönemi) (Hamn. dan) Aşağı yukarı bir fikir söylemek. İhtimallere dayanan düşünce. Zayıf delil ile hüküm ve kıyas etmek
Tahmin
kestirim
tahmin
Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama
tahmin
Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak gelecek bir şeyi, olayı kestirme. Önceden kestirilen, düşünülen şey
tahmin
Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak gelecek bir şeyi, olayı kestirme
tahmin
Önceden kestirilen, düşünülen şey
tahminimce
المفضلات