Katalogdan yeni bir ekmek tahtası sipariş ettim.
- I ordered a new cutting board from a catalog.
Ann tahtaya bir şeyler yazdı.
- Ann wrote something on the blackboard.
O tahtaya iki kare çizdi.
- He drew two squares on the blackboard.
Dünkü yönetim kurulu toplantısı büyük bir başarıydı.
- Yesterday's board meeting was a big success.
Judy yönetim kurulunda tek kadın.
- Judy is the only woman on the board.
Öğretmen için kara tahtayı sildim.
- I erased the blackboard for the teacher.
Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.
- A blackboard doesn't have to be black.
Tahta ne kadar kalın?
- How thick is the board?
Tahtaya bir not yapıştır.
- Stick a notice on the board.
This blackboard is not black, but green.
- Diese Tafel ist nicht schwarz, sondern grün.
Look at the blackboard, everyone.
- Schaut bitte alle auf die Tafel.
The Knights of the Round Table gathered around the table.
- Die Ritter der Tafelrunde versammelten sich am Tafelrund.