O onun taktiklerini anladığıma inanmadı.
- He did not believe that I understood his tactics.
Fadıl, Dania'yı kontrol etmek için her zaman kalpsiz korkutma taktiklerini kullandı.
- Fadil always used his heartless scare tactics to control Dania.
O onun taktiklerini anladığıma inanmadı.
- He did not believe that I understood his tactics.
Onun taktiklerini anlamadığıma inanmadı.
- She did not believe that I understood her tactics.
There were terrible allegations against her of fraud and standover tactics.