I don't clear off your tables.
- Ben senin tablolarını temizlemem.
I just cleaned all the tables.
- Az önce tüm tabloları temizledim.
Whose paintings are these?
- Bunlar kimin tabloları?
John laid claim to the painting.
- John tabloyu sahiplendi.
Mike made a rude table from the logs.
- Mike günlüklerinden kaba bir tablo yaptı.
Mayuko wiped a table with a cloth.
- Mayuko tabloyu bir bezle sildi.
Tom loves charts and graphs.
- Tom tabloları ve grafikleri sever.
This chart illustrates the function of ozone layer.
- Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
Do you like this painting? Yes, but I think the frame is more expensive than the picture. Where did you buy it?
- Bu tabloyu seviyor musun? Evet, ama çerçeve resimden daha pahalı sanırım. Onu nereden satın aldın?
This is a picture of my painting.
- Bu benim tablomun bir resmi.