The plan is subject to his approval.
- Plan onun onayına tabidir.
A man of strong will is not subject to corruption.
- Güçlü bir adam yolsuzluğa tabi olamaz.
I am against the war, of course.
- Tabii ki de savaşa karşıyım.
Of course I'll help you.
- Tabii ki sana yardım edeceğim.
Cigarette smoke may be unhealthy, but it sure does look pretty.
- Sigara dumanı sağlıksız olabilir ama tabii ki güzel görünüyor.
Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.
- Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.
A man of strong will is not subject to corruption.
- Güçlü bir adam yolsuzluğa tabi olamaz.
Import goods are subject to high taxes.
- İthalat malları yüksek vergilere tabidir.