Kill two birds with one stone.
- Tek bir taşla iki kuş öldür.
Languages are not carved in stone. Languages live through all of us.
- Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.
Tom knows better than to throw rocks at the other children.
- Tom'un diğer çocuklara taş atmayacak kadar aklı var.
He threw a rock into the pond.
- O, havuza bir taş attı.
Rubies are one of most beautiful gems in the world.
- Yakutlar dünyanın en güzel değerli taşlarından biridir.
Rare gems include aquamarine, amethyst, emerald, quartz and ruby.
- Bazı değerli taşlar akuamarin, ametist, zümrüt, kuvars ve yakuttur.
We're no longer living in the stone age.
- Artık taş devrinde yaşamıyoruz.
We are no longer living in the stone age.
- Artık taş devrinde yaşamıyoruz.
The landscape was cold and sharp as flint.
- Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.
The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall.
- Ressam eski taş duvarda en karmaşık duvar resimlerini yaptı.
There's a rock quarry ten miles west of town.
- Şehrin on mil batısında bir taş ocağı var.
There is a rock quarry just north of town.
- Şehrin hemen kuzeyinde bir taş ocağı var.