taşır

listen to the pronunciation of taşır
التركية - الإنجليزية

تعريف taşır في التركية الإنجليزية القاموس.

taşı
{f} bear

She bears an uncanny resemblance to Marilyn Monroe. - O, Marilyn Monroe'ya acayip bir benzerlik taşımaktadır.

He came bearing a large bunch of flowers. - O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.

taşı
convey

The pipe conveys water from the lake to the factory. - Boru, gölden fabrikaya su taşır.

Buses, trains and planes convey passengers. - Otobüs, tren ve uçaklar yolcu taşırlar.

taşı
(Bilgisayar) move

The family moved from their native Germany to Chicago around the year 1830. - Yaklaşık 1830 yılında, aile anayurdu Almanya'dan Şikago'ya taşındı.

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

taşı
(Bilgisayar) move of
taşı
(Bilgisayar) move to

I think it's time for me to move to the suburbs. - Sanırım varoşlara taşınmamın zamanıdır.

Tom said that he wanted to move to Boston. - Tom Boston'a taşınmak istediğini söyledi.

taşı
{f} carrying

He was carrying an umbrella under his arm. - O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu.

Tom was carrying an armful of books. - Tom, bir kucak dolusu kitap taşıyordu.

taşı
bring in through
taşı
{f} transferred

He transferred his office to Osaka. - Ofisini Osaka'ya taşıdı.

The office has been transferred up to the sixth floor. - Ofis altıncı kata taşındı.

taşı
{f} transfer

He transferred his office to Osaka. - Ofisini Osaka'ya taşıdı.

The office has been transferred up to the sixth floor. - Ofis altıncı kata taşındı.

taşı
carry

She is carrying a backpack on her back. - O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

Japanese women carry their babies on their backs. - Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.

taşı
brought in through
taşı
transport by
taşı
{f} tote
taşı
carried

A samurai in the Edo era carried two swords. - Edo Döneminde bir ​​samuray iki kılıç taşıdı.

What is learned in the cradle is carried to the tomb. - Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.

taşı
ferry

A ferry carrying hundreds of high school students sank in South Korea. - Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.

Tom offered to ferry us across the river in his boat. - Tom bizi botuyla nehrin karşı tarafına taşımayı önerdi.

taşır
المفضلات