Johnny moved to Spain just a few months ago, so he isn't used to speaking Spanish as yet.
- Johnny sadece birkaç ay önce İspanya'ya taşındı, o henüz İspanyolca konuşmaya alışkın değil.
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
- Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
Americans have the right to bear arms.
- Amerikalılar silah taşıma hakkına sahiptir.
He came bearing a large bunch of flowers.
- O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
This sushi restaurant has a conveyor belt that carries sushi.
- Bu suşi restoranının suşi taşıyan bir konveyör bantı var.
Buses, trains and planes convey passengers.
- Otobüs, tren ve uçaklar yolcu taşırlar.
The family moved from their native Germany to Chicago around the year 1830.
- Yaklaşık 1830 yılında, aile anayurdu Almanya'dan Şikago'ya taşındı.
Yuriko is planning to move into the furniture business.
- Yuriko, mobilya işine taşınmayı planlıyor.
If you want to really improve your French, you should move to a country where it's spoken.
- Fransızcanı gerçekten geliştirmek istiyorsan, konuşulduğu bir ülkeye taşınmalısın.
I think it's time for me to move to the suburbs.
- Sanırım varoşlara taşınmamın zamanıdır.
Tom was carrying an armful of books.
- Tom, bir kucak dolusu kitap taşıyordu.
Tom is carrying a violin under his arm.
- Tom kolunun altında keman taşıyor.
The office has been transferred up to the sixth floor.
- Ofis altıncı kata taşındı.
He transferred his office to Osaka.
- Ofisini Osaka'ya taşıdı.
The office has been transferred up to the sixth floor.
- Ofis altıncı kata taşındı.
He transferred his office to Osaka.
- Ofisini Osaka'ya taşıdı.
She is carrying a backpack on her back.
- O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
We got him to carry our bag.
- Ona çantamızı taşıttık.
She carried that habit to her grave.
- O, o alışkanlığı mezarına kadar taşıdı.
People carried their own weight then.
- İnsanlar o zaman kendi ağırlığı taşıdı.
Tom offered to ferry us across the river in his boat.
- Tom bizi botuyla nehrin karşı tarafına taşımayı önerdi.
A ferry carrying hundreds of high school students sank in South Korea.
- Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.