The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
- Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
Just as the Americans like baseball, the British like cricket.
- Tıpkı Amerikalıların Beyzbolu sevdiği gibi, İngilizler kriketi severler.
I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all.
- Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.
You have to do it, just like we all do.
- Bunu yapmak zorundasın, tıpkı hepimizin yaptığı gibi.
I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all.
- Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.
When I grow up, I want to be just like my father.
- Büyüyünce tıpkı babam gibi olmak istiyorum.
He looks just like his mother.
- Tıpkı annesine benziyor.
Tom is just like you.
- Tom tıpkı sizin gibi.