türler

listen to the pronunciation of türler
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) types

There are many different types of bread throughout the world. - Dünya çapında ekmeğin birçok farklı türleri vardır.

These are different types of computers. - Bunlar bilgisayarların farklı türleridir.

genres
species

It is not the strongest of the species that survive, not the most intelligent, but the one most responsive to change. - O, yaşayan türlerin en güçlüsü değil, en zekisi değil fakat değişmek için en duyarlı olanıdır.

There are many endangered species. - Bir sürü nesli tükenmekte olan türler var.

tür
Type

Marriage is a type of human rights violation. - Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.

I don't like this type of house. - Bu tür evi sevmiyorum.

tür
kind

A tiger is a very ferocious kind of animal. - Kaplan çok vahşi bir hayvan türüdür.

He likes all kinds of sports. - Sporun her türünü sever.

tür
sort

What sort of play is it? - O, ne tür bir oyundur?

What sort of things do you do on weekends? - Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

tür
species

Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species. - Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.

African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants. - Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır.

tür
breed
tür
variety

Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit. - Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.

tür
{i} genre

My brother listens to a music genre called ambient. - Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.

My favourite genre of music is pop. - Benim en sevdiğim müzik türü poptur.

tür
subspecies
tehdit altındaki türler
(Jeoloji) endangered species
tehdit altındaki türler
(Çevre) threatened species
tür
nature

There were no temples or shrines among us save those of nature. - Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .

tür
(Gıda) sp
tür
(Bilgisayar) as
tür
(Dilbilim,İnşaat) version

Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both. - Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.

tür
(Aydınlatma) hue
tür
form

All forms of life have an instinctive urge to survive. - Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.

There are several kinds of cloud formations. - Çeşitli bulut oluşum türleri vardır.

tür
order

Turkish has a different word order. - Türkçe'nin farklı bir sözcük sırası var.

When I was in Spain, I listened to this kind of music. It was very fast and its fans smoked pot in order to dance to it. - Ben İspanya'dayken bu tür müzik dinledim. O çok hızlıydı ve onun hayranları onunla dans etmek için esrar içtiler.

tür
category
tür
stamp
tür
(Ticaret) lot

A lot of English words are derived from Latin. - Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.

Tom is the kind of guy lots of people just don't like. - Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.

tür
(Ticaret) line
tür
(Bilgisayar) type is
tür
(Biyoloji) eidos
tür
sort of

What sort of person would do that kind of thing? - O tür şeyi ne tip insan yapardı?

What sort of things do you do on weekends? - Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

tür
ilk
tür
range
tür
genus
tür
description
tür
type, kind
tür
the kind
tür
of sort
standart türler
(Bilgisayar) standard types
tür
race
tür
persuasion
tür
class

I don't accept any kind of comment during my class. - Dersim sırasında herhangi türde yorum kabul etmiyorum.

She can play all kinds of instruments, classical or folk. - O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.

tür
strain

France has banned a strain of genetically modified maize. - Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.

tür
(Hukuk) modality
tür
(Botanik) , (Zooloji) species
tür
kind, sort, type, description; species
tür
kind, sort, type
tür
stripe
tür
cast

The Turks held siege over the Castle of Eger for a long time. - Türkler Eğri Kalesi'ni uzun süre kuşattılar.

التركية - التركية

تعريف türler في التركية التركية القاموس.

tür
Çeşit
Tür
janr
Tür
fam
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr
tür
Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram
tür
Türlü
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm