tükür

listen to the pronunciation of tükür
التركية - الإنجليزية
spat
{f} spit

A gentleman would not spit on the street. - Bir beyefendi sokakta tükürmez.

I can't put up with the way he spits. - Onun tükürme şekline katlanamam.

expectorate
{f} spitting

He has the habit of spitting on the ground. - Onun yere tükürme alışkanlığı vardır.