He always walks with a rifle.
- O, her zaman bir tüfek ile yürür.
She shot him with a rifle.
- O onu bir tüfekle vurdu.
He kept the invaders at bay with a machine gun.
- O, bir makineli tüfek ile işgalcileri körfezde tuttu.
They armed themselves with guns.
- Onlar tüfeklerle silahlandılar.