tâciz

listen to the pronunciation of tâciz
التركية - الإنجليزية
abuse

They verbally abused us. - Onlar bizi sözle taciz etti.

Tom has trouble dealing with verbal abuse. - Tom'un sözlü tacizle başı belada.

disturbing
discommode
harass

Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated. - İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.

This man is harassing me. - Bu adam beni taciz ediyor.

annoyance, disturbing, harassment
molestation

Tom was a victim of molestation as a child. - Tom çocukken bir taciz kurbanıydı.

imposition
power harassment
harrassed
harasses
taciz etmek
harass

Tell your son to quit harassing my daughter. - Oğluna kızımı taciz etmekten vazgeçmesini söyle.

cinsel taciz
sexual harassment

Nearly every woman I know has experienced some instance of sexual harassment. - Neredeyse tanıdığım her kadın cinsel tacizin bir örneğini yaşadı.

Sexual harassment can be a serious problem in the workplace. - Cinsel taciz iş yerinde ciddi bir sorun olabilir.

taciz etmek
annoy
taciz eden
abusive
taciz ateşi
(Askeri) harrasing fire
taciz edici gaz
(Askeri) harassing gas
taciz edici gaz taarruzu
(Askeri) harassing attack
taciz edici kimyasal madde
(Askeri) harassing agent
taciz etme
harassment
taciz etmek
trouble
taciz etmek
bore
taciz etmek
tease
taciz etmek
mobbing
taciz etme
solicitation
taciz ateşi
harassing fire
taciz ederek
abusively
taciz edici bir şekilde
harassingly
taciz edici gaz yoğunluğu
(Askeri) harassing concentration
taciz edici yoğunlaşması
(Kimya) harassing concentration
taciz edicilik
irksomeness
taciz edilmek
be harassed
taciz edilmiş bir biçimde
outragedly
taciz etmek
to annoy, bother, harass
taciz etmek
to annoy, to disturb, to harass, to fuss, to hassle
taciz etmek
molest
taciz etmek
worry
taciz etmek
abuse
taciz etmek
haze
taciz etmek
discommode
taciz harekatı
(Askeri) intruder mission
taciz mayın tarlası
(Askeri) nuisance minefield
taciz mayın tarlası
(Askeri) interdiction minefield
taciz pususu
(Askeri) harassing ambush
taciz taktiği
(Askeri) harassing tactics
taciz telefonu
obscene phone call
taciz ve tecrit
(Askeri) harassing and interdicting
cinsel taciz
gender-based violence
cinsel taciz
abuse

Dan sexually abused Linda. - Dan, Linda'ya cinsel tacizde bulundu.

cinsel taciz
(Hukuk) indecent assault
cinsel taciz
sexual harassment, molestation
kutu düzeni taciz pususu
(Askeri) box formation harassing ambush
التركية - التركية
Tedirgin etme, canını sıkma: "Onun ulumasından gece gündüz taciz olan köy halkı..."- Ö. Seyfettin
Tedirgin etme
Tedirgin etme, canını sıkma
(Osmanlı Dönemi) huzursuz etmek, sıkıntı vermek, rahatsız etmek, canını sıkmak; âciz etmek, âciz görmek
TACİZ
(Hukuk) Rahatsızlık verme; rahatsız etme, tedirgin etme
taciz etmek
Sıkıntı vermek, rahatsız etmek
taciz ateşi
Hasmı tedirgin etmek için silâhla açılan ateş
cinsel taciz
Ahlâksızca ve ulu orta veya gizlice söz ve davranışlarla karşı cinse eziyet etme, tedirginlik ve sıkıntı verme
cinsel taciz
Çalışma hayatında ekonomik güç, üst makam veya başka etkili bir göreve sahip olanların, genellikle karşı cinsi ahlâk dışı birtakım tutum ve davranışlarla cinsel yönden sıkıntıya sokup rahatsız etmesi