He is thirsty for fame.
- O, şöhrete susamıştır.
I am thirsty. I would like to have a cup of coffee.
- Çok susadım. Bir fincan kahve istiyorum.
Our people thirst for independence.
- Halkımız bağımsızlığa susamıştır.
We drown in information but thirst for knowledge.
- Bilgi içinde boğulduk ama bilgiye susadık.