Evin etrafını çevirttik.
- We've got the house surrounded.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
Polis tarafından kuşatıldık.
- We're surrounded by police.
Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.
- Until the morning, the camp of the enemy army was surrounded.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
- The English language surrounds us like a sea.
Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
- Most castles have a moat surrounding them.
Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.
- Music surrounds our lives like air.
It was an informative guide to the city and surrounds.
and this way they get rid of those grand and stubborn opinions that surround them.