Kan şekeri bozukluğu düşük seviyede olan kişiler onların duygularını bastırmak için güçten yoksun olmaları nedeniyle kolayca korkarlar ve öfkelenirler.
- People suffering from low level of blood sugar disorder, because they lack the power to suppress their emotions, get easily frightened and angry.
Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
- It will take a long time to suppress the revolt.
Kan şekeri bozukluğu düşük seviyede olan kişiler onların duygularını bastırmak için güçten yoksun olmaları nedeniyle kolayca korkarlar ve öfkelenirler.
- People suffering from low level of blood sugar disorder, because they lack the power to suppress their emotions, get easily frightened and angry.
Tom bir gülümsemeyi bastırmaya çalışıyor.
- Tom is trying to suppress a smile.
Tom öfkesini bastıramadı.
- Tom couldn't suppress his anger.
Duygularını bastıramadı.
- She couldn't suppress her emotions.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
Dört tip metal kullanarak belirli frekans rozansı bastırılır.
- By using four types of metal, specific frequency resonance is suppressed.
İsyan çok sert bir biçimde bastırıldı.
- The uprising was brutally suppressed.
The government suppressed the findings of their research about the true state of the economy.
... as a series of numbers." That's a bad example, because you don't suppress the rule about ...