الإنجليزية - التركية
تعريف supposively في الإنجليزية التركية القاموس.
- supposedly
- iddialara göre
- supposedly
- söylendiğine göre
Söylendiğine göre Japonya'da evcil hayvan olarak bir penguen besleyen insanlar var.
-Supposedly there are people in Japan who keep a penguin as a pet.
Söylendiğine göre küçükken ben şeftaliden başka bir şey yememişim.
-When I was little, I supposedly ate nothing but peaches.
- supposedly
- -dığı farzediliyor
- supposedly
- diyorlar ki
- supposedly
- varsayılarak
- supposedly
- z. güya, sözümona: He's supposedly a great scholar. Güya büyük bir âlim
- supposedly
- sözde
Mary sözde iş için Boston'daydı ama Tom onu dün gece New York'ta gördüğünü iddia etti.
-Mary was supposedly on business in Boston, but Tom claimed to have seen her in New York last night.
Falcıya göre, ben başka bir hayatta sözde bir prenstim.
-According to the fortune teller, I was supposedly a prince in another life.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف supposively في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- supposedly
According to your testimony, you were supposively at home watching TV when the murder occurred.