superior, extraordinary, outstanding

listen to the pronunciation of superior, extraordinary, outstanding
الإنجليزية - التركية

تعريف superior, extraordinary, outstanding في الإنجليزية التركية القاموس.

excellent
{s} mükemmel

O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır. - She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.

Onun çalışması kabul edilebilir, ama mükemmel olmaktan uzak. - His work was acceptable, but far from excellent.

excellent
ömre bedel
excellent
{s} nefis
excellent
en üstün
excellent
ahım şahım
excellent
berkelam
excellent
çok iyi

Bu çok iyi bir restoran ve mükemmel bir çevresi de var. - This is a very good restaurant, and with an excellent environment, as well.

Tom'un sağlığı çok iyi. - Tom is in excellent health.

excellent
mümtaz
excellent
faik
excellent
{s} kusursuz

Kusursuz bir plan gibi görünüyor. - It does seem like an excellent plan.

excellent
faziletli
excellent
excellently peka1â
excellent
üstün/mükemmel
excellent
mükemmelen
excellent
{s} üstün
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} excellent
superior, extraordinary, outstanding
المفضلات