O bavul onlarınki değil.
- That suitcase isn't theirs.
O ağır bavulu kendiniz taşıyabilir misiniz?
- Can you manage to carry that heavy suitcase by yourself?
Mary Tom'dan valizini taşımasını istedi.
- Mary asked Tom to carry her suitcase.
Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
Henüz çantana bir şey koymadın.
- You haven't put anything in your suitcase yet.
Biletimi alırken çantama göz kulak ol.
- Keep an eye on my suitcase while I buy my ticket.