Kocasının ölümünden beri Cristina çok acı çekti.
- Since the death of her husband, Cristina has suffered a lot.
Onlar yeterince acı çekti.
- They've suffered enough.
Bazılarına göre hayat zevktir, diğerlerine göre acı çekmektir.
- To some life is pleasure, to others suffering.
Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.
- You don't need to suffer in silence.
O, sürekli nevraljiden acı çekmektedir.
- She suffers from constant neuralgia.
Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.
- You don't need to suffer in silence.
Çile çekmekten saçı ağardı.
- Her hair grayed with suffering.
Onun yaşında saç dökülmesine uğramak çok üzücü.
- Suffering from hair loss at her age is so sad.
O, bacaklarındaki zayıf kan dolaşımından sıkıntı çekiyor.
- He suffers from poor blood circulation to his legs.
Japonya her yıl kasırgalardan sıkıntı çeker.
- Japan suffers from typhoons every year.
He's suffering from the flu this week.
I hope you never have to suffer the same pain.
the holie ghoste doth manifestlie expresse, saying: I suffer not that women usurpe authoritie above man:.
At least he didn't suffer when he died in the car crash.
... city suffered the attack september elaine and fourteen oh two ...
... suffered some serious blows or more than three decades even before the Great ...