O, sürekli nevraljiden acı çekmektedir.
- She suffers from constant neuralgia.
Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.
- You don't need to suffer in silence.
O, sürekli nevraljiden acı çekmektedir.
- She suffers from constant neuralgia.
Acı çekmek insanın kaderidir.
- It is man's destiny to suffer.
Çile çekmekten saçı ağardı.
- Her hair grayed with suffering.
Onun yaşında saç dökülmesine uğramak çok üzücü.
- Suffering from hair loss at her age is so sad.
Mortgage borcumdan dolayı sıkıntı çektim.
- I suffered from my mortgage loan.
Japonya her yıl kasırgalardan sıkıntı çeker.
- Japan suffers from typhoons every year.
He's suffering from the flu this week.
I hope you never have to suffer the same pain.
the holie ghoste doth manifestlie expresse, saying: I suffer not that women usurpe authoritie above man:.
At least he didn't suffer when he died in the car crash.