suffer without complaint, tolerate; continue on in spite of difficulty

listen to the pronunciation of suffer without complaint, tolerate; continue on in spite of difficulty
الإنجليزية - التركية

تعريف suffer without complaint, tolerate; continue on in spite of difficulty في الإنجليزية التركية القاموس.

endure
{f} dayanmak
endure
katlanmak

Hayatta birçok zorluklara katlanmak zorundasın. - You have to endure a lot of hardships in life.

Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır. - To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.

endure
tahammül etmek
endure
{f} sürmek
endure
{f} sabretmek
endure
kaldırmak
endure
acıya katlanmak
endure
sebat etmek
endure
dayan

Tom gözlerini sık biçimde kapattı ve acıya dayandı. - Tom closed his eyes tightly and endured the pain.

Göçmenler fiziksel ve ruhsal acıya dayandılar. - The emigrants have endured physical and mental pain.

endure
uzun süre etkisini ve gücünü korumak
endure
uzun süre dayanmak
endure
çekmek
endure
{f} dişini sıkmak
endure
kal/katlan
endure
{f} var olmak
endure
{f} devam etmek
endure
{f} durmak
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} endure
suffer without complaint, tolerate; continue on in spite of difficulty

    الواصلة

    suf·fer with·out complaint, tolerate; con·tin·ue on in spite of dif·fi·cul·ty

    النطق

المفضلات