substantial, real, tangible; current; factual

listen to the pronunciation of substantial, real, tangible; current; factual
الإنجليزية - التركية

تعريف substantial, real, tangible; current; factual في الإنجليزية التركية القاموس.

actual
gerçek

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor. - Tom says he has actually seen a ghost.

actual
{s} fiili
actual
{s} aktüel
actual
asıl
actual
{s} güncel
actual
{s} mevcut
actual
{s} şimdiki
actual
doğru

Bunun doğru olduğunu gerçekten düşünüyor musun? - Do you actually think that's true?

Tom'un söylediği gerçekten doğru. - What Tom said is actually true.

actual
aslı

Dünyanın çevresinin iyiliği için söylüyorum, ama aslında o Dünya üzerinde yaşayan insanların iyiliği için. - I'm saying For the sake of Earth's environment, but actually it's For the sake of the people living on Earth.

Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var. - And actually, this project needs everyone.

actual
eylemsel
actual
asli
actual
hakiki
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} actual
substantial, real, tangible; current; factual
المفضلات