Daha sonra, yeni bir kimlik üstlendiler.
- Afterwards, he assumed a new identity.
Şiddet daha sonra arttı.
- Violence increased soon afterward.
Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.
- I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections.
O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.
- She was very well before lunch, but felt sick afterward.
O, öğle yemeğinden önce iyiydi ama sonradan kendini kötü hissetti.
- She was fine before lunch, but felt bad afterwards.
Duvarı yeşile boyamak için kullanılmış fırçayı kullanmıştı ve sonradan onu temizlemedi.
- He'd used the dirty brush to paint the wall green, and he did not clean it afterwards.