suç ortağı

listen to the pronunciation of suç ortağı
التركية - الإنجليزية
Accomplice
confederate
complicity
(Kanun) abetter
(Kanun) complice
bottle-holder
cohort
stiff
bottle holder
joint offender
abettor
accessory before the fact
accessary
accessory

Having sold him the murder weapon makes you an accessory to uxoricide. - Ona cinayet silahını satman onun karısın öldürmek için seni suç ortağı yapar.

He was arrested as an accessory to the robbery. - Soygunun suç ortağı olarak tutuklandı.

accomplice, accessory
suç ortağı olmak
(Askeri,Kanun) aid and abet
suç ortağı gibi gösterme
look of complicity
suç ortağı olan
accessary
suç ortağı olmak
connive
suçortağı
accomplice
suçortağı
accessory
suçortağı
confederate
suçortağı
joint offender
suç ortak
accomplice

The police have arrested the murderer's accomplices. - Polis katilin suç ortaklarını tutukladı.

Sami's accomplices also joined him in prison. - Sami'nin suç ortakları da hapishanede ona katıldı.

suçortağı
accomplice, accessory, accessary, abettor, confederate
suç ortağı
المفضلات