Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.
- I don't want to be stuck in an office all day.
Evde mahsur kalmaktan bıktım.
- I'm sick of being stuck at home.
Üç aydır burada mahsur kaldık.
- We've been stuck here for three months.
Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.
- I don't want to be stuck in an office all day.
Kitabın iki sayfası birbirine yapışmış.
- Two pages of the book stuck together.
Ona yapmamasını söylememe rağmen o düşüncesine yapışmış.
- He stuck to his opinion though I told him not to.
Boğazımda takılmış bir balık kılçığını çıkarmayı denemek istiyorum.
- I want to try and get a fish bone stuck in my throat.
Arabam çamura saplanmış. Onu dışarı itmem için bana yardımcı olabilir misin?
- My car is stuck in the mud. Could you help me push it out?
Tom'un arabası çamura saplanmış.
- Tom's car is stuck in the mud.
Araba çamura saplandı.
- The car was stuck in the mud.
Arabam çamura saplandı.
- My car got stuck in the mud.
Bill Mary'ye aşık gibi görünüyor.
- Bill seems to be stuck on Mary.