Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
- Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır.
- The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane.
O, çocuğu soydu ve onu banyoya koydu.
- She stripped the child and put him in the bath.
Tom, Mary'nin bir striptizci olduğunu biliyordu.
- Tom knew that Mary was a stripper.
O, bir striptizci olarak ek işte çalışıyor.
- He's moonlighting as a stripper.
Giysilerimi çıkarmak istiyorum.
- I just wanna strip my clothes off!