strife, contention, great effort

listen to the pronunciation of strife, contention, great effort
الإنجليزية - التركية
çatışmalar, çekişme, büyük çaba
struggle
çabalamak
struggle
çabalama
struggle
{i} mücâdele

İki taraf, sıcak yaz güneşinde saatlerce mücadele ettiler. - The two sides struggled for hours in the hot summer sun.

Bu savaş, bir yaşam ya da ölüm mücadelesi gibi görünüyordu. - That fight seemed like a life-or-death struggle.

struggle
{i} çabalama, uğraşma, mücadele
struggle
{i} gayret
struggle
çaba/mücadele
struggle
{f} boğuşmak
struggle
{f} savaşmak
struggle
{i} çırpınma
struggle
dövüşmek
struggle
savaşım
struggle
savaşım vermek
struggle
döğüşmek
struggle
savaş

Tom ve Mary sonunda kavuşabilmek için savaştılar. - Tom and Mary struggled to make ends meet.

Bir savaş işareti yok. - There's no sign of a struggle.

struggle
çaba

Tom geçimini yapmak için çabaladı. - Tom struggled to make ends meet.

Tom kazadan sonra tekrar yürümek için çabaladı. - Tom struggled to walk again after the accident.

struggle
(isim) boğuşma, çırpınma, uğraşma, mücâdele, savaş, gayret, çaba, uğraş, zahmet, çabalama
struggle
(fiil) boğuşmak, savaşmak, mücâdele etmek, çabalamak, çalışmak, çırpınmak, debelenmek, uğraşmak
الإنجليزية - الإنجليزية
struggle
strife, contention, great effort
المفضلات