İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.
- Our relationship is strictly professional.
Burada sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly forbidden here.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly forbidden.
Bu, açıkçası, bir hata.
- This is, strictly speaking, a mistake.
Açıkçası dünya yuvarlak değil.
- Strictly speaking, the earth is not round.
Doğrusunu istersen, domates sebze değildir, bilakis meyvedir.
- Strictly speaking, tomatoes aren't vegetables, but rather fruits.
Annem davranışlar hakkında katıdır.
- My mother is strict about manners.
Burada çok katı kurallarımız var.
- We have very strict guidelines here.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
- It's important to follow a strict diet.
O askerdeyken, sıkı ordu kurallarına uydu.
- When he was in the military, he conformed to the strict army rules.
Doğrusunu istersen, domates sebze değildir, bilakis meyvedir.
- Strictly speaking, tomatoes aren't vegetables, but rather fruits.
Açıkçası dünya yuvarlak değil.
- Strictly speaking, the earth is not round.
Bu, açıkçası, bir hata.
- This is, strictly speaking, a mistake.
Babam bana karşı çok otoriter.
- My father is very strict with me.
Öğretmen öğrencilerine karşı otoriter.
- The teacher is strict with his students.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly forbidden.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly prohibited.
Siyasete ilgim tamamen akademik.
- My interest in politics is strictly academic.
İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.
- Our relationship is strictly professional.
Öğretmenimiz serttir ve henüz o kibardır.
- Our teacher is strict, and yet, he is kind.
Alice sert annesinden korkmuştu.
- Alice was frightened of her strict mother.
He adhered strictly to the diet his doctor prescribed.
That term refers strictly to smaller birds.
strict ligature.
to pay strict attention.
strict fiber.
very strict in observing the Sabbath.
to understand words in a strict sense.