Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to do that.
Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to go.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
- Rebel forces prepared to fight.
Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
- Act too forcefully and you'll start a war.
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
- The Japanese military forces seemed too strong to stop.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
- Japanese forces marched into Burma.
Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi.
- The Julian calendar was in force in Russia.
Onlar geri yürürlükte olacak.
- They will be back in force.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
- I was forced to sign my name.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.