تعريف stour في الإنجليزية التركية القاموس.
- harsh
- sert
Bugünün sert gerçeklerine adapte olmalıyız.
-We must adapt to today's harsh realities.
Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes taze hava gibi.
-In this harsh, petty world where money does the talking, his way of life is like a breath of fresh air.
- harsh
- {s} haşin
Deniz haşin bir metrestir.
-The sea is a harsh mistress.
1880'lerde burası haşin bir sınır kasabasıydı.
-In the 1880's, this was a harsh frontier town.
- harsh
- {s} kırıcı
Kırıcı bir dil kullanmayın.
-Don't use harsh language.
- harsh
- huysuzca
- harsh
- terslik
- harsh
- haşinlik
- harsh
- {s} ağır
Teslim şartları ağır idi.
-The surrender terms were harsh.
- harsh
- harshly sertçe
- harsh
- {s} kulakları tırmalayan
- harsh
- {s} acı
Gençler bugünün acımasız gerçeklerine uymalılar.
-Teenagers must adapt to today's harsh realities.
Tom'un acımasız olduğunu düşünüyorum.
-I think Tom is harsh.
- harsh
- fazla zorlama
- harsh
- dağlı
- harsh
- cırlak
- harsh
- (renk) cırtlak
- harsh
- duyuları yıpratıcı
- harsh
- kaba
Beni çok kaba şekilde yargılama.
-Don't judge me too harshly.
- harsh
- {s} kaba, haşin, ters, huysuz
المصطلحات ذات الصلة
تعريف stour في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- A time of struggle or stress
Then gan she waile and weepe, to see that woefull stowre.
- tall, large
- A blowing or deposit of dust
- Bold; Audacious
- strong, powerful; hardy
O stronge lady stoor, what doest thou?--Chaucer.
- stern
- An armed battle or conflict
Then there began a passyng harde stoure, for the Romaynes ever wexed ever bygger.
- Tumult, commotion; confusion
- harsh
- A battle or tumult; encounter; combat; disturbance; passion
- Tall; strong; stern
- strong; hardy
- River Stour
- River, eastern England. It rises in eastern Cambridgeshire and flows eastward through East Anglia, forming most of the boundary between Suffolk and Essex, through country made famous by the paintings of John Constable. After a course of 47 mi (76 km), it enters the North Sea at Harwich