Tom'un açıklaması tamamen saçma.
- Tom's statement is pure nonsense.
Bir konuşma, bir tutum, hatalı bir açıklama bir anda her şeyi değiştirebilir.
- One speech, one particular stance, one wrong statement can change everything all of a sudden.
O, benim ifademin gerçek olduğunu kabul etti.
- She acknowledged that my statement was true.
Kathleen'in ifadelerinin gerçek olduğu çıktı.
- Kathleen's statements turned out to be true.
Ben onun sözüne inanamadım.
- I could not believe his statement.
Onun sözünün aslını araştıracağım.
- I'm going to ascertain the truth of his statement.
Onun masum olduğu beyanına inanıyor musun?
- Do you believe his statement that he is innocent?
Bizim imzalı bir beyanımız var.
- We have a signed statement.
Hesap özetleri her üç ayda bir gönderilecektir.
- Statements will be mailed every quarter.
Benim banka ekstresi artık posta ile gelmiyor, ona ancak çevrim içi ulaşılabilir.
- My bank statement no longer comes in the mail, but it can be accessed online.
Benim haziran ayı kredi kartı ekstresinde 145 dolarlık bir uyuşmazlık var.
- There is a discrepancy of 145 dollars in my June credit card statement.
Bu ifade bir cümle değildir.
- This statement is not a sentence.