Bu mektup bir yabancı damgası taşımaktadır.
- This letter bears a foreign stamp.
O onay damgasını bana verdi.
- He gave me his stamp of approval.
Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var.
- I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.
Pul koleksiyonuna bir göz atmak istiyorum.
- I'd like to have a look at your stamp collection.
Bana bir hava posta pulu verin lütfen.
- Give me an airmail stamp, please.
Onların kartpostallarını damgalamıyorum.
- I'm not stamping their postcards.
The documents are to be stamped before distribution.
I forgot to stamp this letter.
The crowd cheered and stamped their feet in appreciation.
This machine stamps the design into the metal cover.
The immigration officer stamped my passport.