تعريف staging في الإنجليزية التركية القاموس.
- {i} gösterim
- iskele
- sahneye koyma
- {f} sahneye koy
- sahneleme
- (Biyoloji) evreleme
Mary bir ev evreleme uzmanıdır.
- Mary is a home staging expert.
- sahnele
- {i} mola vere vere gitme
- iskele/sahneleme
- menzil arabasıyla yolculuk
- (Askeri) SAFHALI SEVKİYAT, GENEL HAZIRLIK BİNDİRME SAFHASI
- evreleme,n.sahneleme: v.sahneye koy: prep.sahneleyer
- (Tıp) Kötü huylu (malign) tümörleri, tedaviye yön verme amacıyla klinik belirtileri ve yayılma derecelerine göre devrelere ayırma
- {i} yapı iskelesi
- stage
- (Hukuk) aşama
Birinci aşama tamamlandı.
- The first stage is complete.
Bir amfibinin yaşam döngüsü üç aşamadan oluşur: yumurta, larva ve ergin.
- The life cycle of an amphibian consists of three stages: egg, larva and adult.
- stage
- (Hukuk) evre
- stage
- sahne
Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.
- They sang on the stage in turn.
Roger şarkı yazmayı seviyordu. Aynı zamanda kendi şarkılarını sahnede söylemeyi de seviyordu.
- Roger liked writing songs. He also liked to perform his own songs on the stage.
- stage
- (Hukuk) kademe
- stage
- sahneye koymak
- staging area
- (Askeri) HAREKAT TOPLANMA BÖLGESİ: 1. Bir amfibi veya hava indirme kuvvetinin bindirme bölgesi ile hedefi arasında, bu kuvvet veya kısımlarının, bindirmeyi müteakip yeniden akaryakıt ikmali, gemilerin yeniden gruplanması, kıtaların tatbikatı, denetlemesi ve yeniden bölünmesi için, içinden geçtikleri genel bir saha. 2. Askeri birliklerle transit durumdaki personelin intikal yolları üzerinde yaptıkları intikaller arasında toplanmaları için tesis edilmiş ve kıtalar için barınacak yerleri bulunan genel bir mevki. Bak. "marshalling", "stage"
- staging area company
- (Askeri) HAREKAT TOPLANMA BÖLGESİ BÖLÜĞÜ, KONAKLAMA BÖLGESİ BÖLÜĞÜ, KONAK BÖLGESİ BÖLÜĞÜ
- staging base
- (Askeri) İLERİ DENİZ İKMAL ÜSSÜ: 1. Nakliye veya yük gemilerinin demirlemelerine, yakıt ikmali yapmalarına, yeniden teçhiz edilmelerine ve seyyar hizmet filotillalarının bütünleme ikmali yapmalarına yarayan ileri deniz üssü. 2. Askeri uçakların bir yerden başka bir yere intikalleri sırasında geçici olarak kalmaları, iniş kalkış yapmaları için asgari bakım, ikmal ve barınma tesislerine sahip bir saha
- staging field
- (Askeri) KONAKLAMA MEYDANI: Bak. "staging base"
- staging path
- Sahneleme Yolu
- staging regulations
- (Askeri) HAREKAT TOPLANMA BÖLGESİ YÖNETMELİĞİ, KONAKLAMA BÖLGESİ YÖNETMELİĞİ, KONAK YÖNETMELİĞİ: Bir harekat toplanma bölgesi veya konaklama bölgesi komutanı tarafından, bu bölgenin idare ve çalışması ile ilgili olarak çıkarılan yönetmelik. Bu yönetmelik; genel sıhhi muayene, sınıflandırma, teçhiz ve silahlandırma gibi hususları da içine almak üzere, kıtaları deniz aşırı sevkıyata hazırlamada yapılması gerekli işlerin nasıl yapılacağını gösterir
- staging station
- (Askeri) KONAK, KONMA YERİ: Denizaşırı intikalden önce veya böyle bir intikale hazırlık mahiyetinde, bir yerden başka bir yere gitmekte olan kıtaların, hareket ve intikal kontrolu bakımından, geçici olarak alıkonmaları için barınak temini maksadıyla kurulmuş bir tesis veya faaliyet merkezi
- stage
- {i} ortam
- stage
- hazırlamak
- stage
- derece
- stage
- {f} düzenlemek
- stage
- iskele
- stage
- {f} sahnelemek
- stage
- mikroskopta bakılacak cismin konulduğu raf
- stage
- erim
- stage
- şano
- stage
- konak
- stage
- faz
- stage
- (Tıp) stad
- stage
- nokta
- stage
- (Biyokimya,Gıda) basamak
- stage
- tertip etmek
- stage
- saha
- stage
- dönem
Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.
- All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.
- stage
- (Tıp) staj
- anticipatory staging
- beklentili taşıma
- demand staging
- istemle taşıma
- stage
- menzil
- stage
- tiyatro sahnesi
- stage
- sahne yaşamı
- stage
- sahneye konmaya elverişli olmak
- stage
- tiyatro
Yakında büyük tiyatroda ışıklar söndürülecek ve boş sahne hayaletlere terk edilecek.
- Soon, in the great theatre, the lights will be put out, and the empty stage will be left to ghosts.
- stage
- {i} etap
- stage
- 1. Sahneye koymak2. Temsil etmek3. Yürütmek, idare etmek
- stage
- (Mikroskop) tabla, numune tablası
- stage
- sahn
- stage
- etapn
- stage
- safhada
- stage
- aşaması
- stage
- aşamak
- stage
- merhale
- aeromedical staging facility
- (Askeri) hava sağlık ocağı
- aeromedical staging squadron
- (Askeri) hava sağlık filosu
- aeromedical staging unit
- (Askeri) TIBBİ HAVA KADEME BİRLİĞİ: Havadan tıbbi tahliye sistemine giren veya çıkan hastaların kabulünü, idaresini, işlemlerini, karadan naklini, beslenmelerini ve sınırlı tıbbi bakımını sağlayan indirme veya bindirme yapılan hava üsleri veya küçük hava alanları içinde veya yakınında bulunan geçici hasta yatakları işleten tıbbi birlik
- air staging unit
- (Askeri) HAVA TOPLANMA BİRLİĞİ: Bir hava sahasında yer alan ve uçağın gidişi için alınmasıyla, işlem görmesiyle, hizmetinin görülmesiyle ve hazırlanmasıyla ve personelin ve yükün kontroluyla ilgili faaliyet gösteren bir birlik
- bracket staging
- çıkma iskele
- builder's staging
- (İnşaat) duvarcı iskelesi
- builder's staging
- (İnşaat) inşaatçı iskelesi
- casualty staging unit
- (Askeri) ZAYİAT TOPLAMA BİRLİĞİ: Bak. "aeromedical staging unit"
- casualty staging unit
- (Askeri) zayiat toplama birliği
- intermediate staging base
- (Askeri) ara toplanma üssü
- joint reception, staging, onward movement, and integration
- (Askeri) müşterek kabul, toplanma, ileri intikal ve bütünleşme
- mobile aeromedical staging facility
- (Askeri) seyyar hava-sıhhi toplanma tesisi
- overseas staging area
- (Askeri) DENİZAŞIRI HAREKAT ARA TOPLANMA BÖLGESİ: Bak. " staging area"
- reception, staging, onward movement, and integration
- (Askeri) celp ve sevk, genel hazırlık bindirme safhası, ön intikal ve birleştirme
- stage
- yolculuğun bir kısmı
- stage
- aşama,v.sahneye koy: n.aşama
- stage
- {i} aşama, safha, mertebe, evre, basamak, merhale
- stage
- tiyatroculuk
- stage
- {i} tabaka
- stage
- suyun yükseliş derecesi
- stage
- bir günlük mesafe
- stage
- {i} mikroskop lâmı
- stage
- uzay roke
- stage
- {i} safha
- stage
- {f} yönlendirmek
- stage
- (Tıp) Mikroskopta muayene edilecek cismin konulduğu yer
- stage
- (Askeri) TOPLANMAK, KADEME: 1. Bir yerden başka bir yere gitmekte olan kıtaları belirli bir bölgede işleme tabi tutmak. Ayrıca bakınız: "marshalling", "staging area". 2. Füze veya tepki sisteminin, genel olarak yakıt tükenme veya yakıt kesme safhasından sonra ayrılan. kısmı. Kademeler, yanış sırasına göre numaralanır. 3. Bir hava toplanma bölgesindeki bir hava rotasından diğerine geçiş
- stage
- {i} zemin
Booth sahne zeminine çarptığında bacağını kırdı.
- Booth broke his leg when he hit the stage floor.
- stage
- sahne hayatı
- stage
- {i} katman
- stage
- (Tıp) Devre (hasatlık, v.s.), safha, muayene, müddet