Sen Alzheimer'in erken aşamalarındasın.
- You're in the early stages of Alzheimer's.
Birinci aşama tamamlandı.
- The first stage is complete.
İşte böylesine kritik bir aşamadayız.
- We are at such a critical stage.
Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.
- They sang on the stage in turn.
Roger şarkı yazmayı seviyordu. Aynı zamanda kendi şarkılarını sahnede söylemeyi de seviyordu.
- Roger liked writing songs. He also liked to perform his own songs on the stage.
Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.
- All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.
Yakında büyük tiyatroda ışıklar söndürülecek ve boş sahne hayaletlere terk edilecek.
- Soon, in the great theatre, the lights will be put out, and the empty stage will be left to ghosts.
Booth sahne zeminine çarptığında bacağını kırdı.
- Booth broke his leg when he hit the stage floor.
We staged the cars to be ready for the start, then waited for the starter to drop the flag.
The band returned to the stage to play an encore.
a 3-stage cascade of a 2nd-order bandpass Butterworth filter.
The local theater group will stage Pride and Prejudice.
... The first stages of Stonehenge rise up in Ancient Britain. ...
... But none of our attempts to recover the rocket stages ...