Yerli bir konuşmacı olmana rağmen etkili bir casus olmak için sınavı geçebilmek zorunda olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think you have to be able to pass for a native speaker to be an effective spy?
Benim bir yerli konuşmacı gibi ses çıkarmamın mümkün olacağını hiç düşünüyor musun?
- Do you think it's possible for me to ever sound like a native speaker?
Bilgisayarım için yeni hoparlörlere ihtiyacım var.
- I need new speakers for my PC.
Tom hoparlörde bir butona bastı.
- Tom pressed a button on the speakerphone.
Hoparlörlerle platformda oturmam isteniyordu.
- I was asked to sit on the platform with the speakers.
Bilgisayarım için yeni hoparlörlere ihtiyacım var.
- I need new speakers for my PC.
O, iyi bir İngilizce konuşucusudur.
- He is such a good English speaker.
O, akıcı bir İngilizce konuşucusudur.
- She is a fluent speaker of English.
Sözcünün yorumları oldukça rahatsız ediciydi.
- The speaker's comments were highly offensive.
Sözcünün etrafında büyük bir kalabalık toplandı.
- A crowd of people gathered around the speaker.
Spiker boğazını temizledi.
- The speaker cleared his throat.
Onlar spikeri gülerek susturdular.
- They laughed the speaker down.