I bought a red sports car.
- Kırmızı bir spor araba aldım.
I like to play sport for fun not for competition.
- Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
Oh, you must be good at sports.
- Oh, sporlarda iyi olmalısın.
In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.
- Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
I want to join an athletic club.
- Bir spor kulübüne katılmak istiyorum.
I don't care for sports.
- Sporlardan hoşlanmam.
He has no leisure for sport.
- Onun spor için boş zamanı yok.
The gym is used for the ceremony.
- Spor salonu, tören için kullanıldı.
The money was appropriated for building the gymnasium.
- Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
I took part in the sporting event.
- Spor olayına katıldım.
An Olympic gold medal is probably the most coveted sporting prize.
- Olimpiyat altın madalyası muhtemelen en imrenilecek spor ödülüdür.
Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly.
- Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.
Many top athletes take ice baths after workouts.
- Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.