Şeytanın ruhu yeniden canlanıyor.
- The spirit of the demon reawakens.
İnsan ruhu yeryüzünde bulunduğu müddetçe; müzik, canlı bir varlık gibi ona eş ve destek olup büyük anlam katacak.
- So long as the human spirit thrives on this planet, music in some living form will accompany and sustain it and give it expressive meaning.
Vücut ve ruh ikizdir: Sadece Tanrı hangisinin hangisi olduğunu bilir.
- Body and spirit are twins: God only knows which is which.
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
- When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.
- Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back.
Bu evin ruhlar tarafından perili olduğu söyleniyor.
- This house is said to be haunted by spirits.
İnsan ruhu yeryüzünde bulunduğu müddetçe; müzik, canlı bir varlık gibi ona eş ve destek olup büyük anlam katacak.
- So long as the human spirit thrives on this planet, music in some living form will accompany and sustain it and give it expressive meaning.
Matematik, insan ruhunun en güzel ve en güçlü yaratısıdır.
- Mathematics is the most beautiful and most powerful creation of the human spirit.
Yaşlıların ruhları kötü havaya rağmen yüksekti.
- The senior citizens' spirits were high in spite of the bad weather.
Özgür ruhlu birisiyim.
- I have a free spirit.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
- All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
- All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
İnsanların görüşleri zamanlarının ruhuna bağlıdır.
- People's opinions depend on the spirit of the times.
Asla cesaretimi kırmayacaksın.
- You'll never break my spirit.
Yenilgi, onun cesaretini kırmadı.
- The defeat didn't dampen his spirits.
O iyi bir ruh hali içerisindeydi.
- He was in good spirits.
Oyuncular maçtan sonra çok iyi bir ruh halindeydiler.
- The players were in high spirits after the game.
Matematik, insan ruhunun en güzel ve en güçlü yaratısıdır.
- Mathematics is the most beautiful and most powerful creation of the human spirit.
O, ahırdaki en güçlü atı seçti.
- She chose the most spirited horse in the stable.
Tom'un neşesi yerinde.
- Tom is in great spirits.
Yenilgi, onun neşesini kaçırmadı.
- The defeat didn't dampen his spirits.
It is impossible to escape from toil / O' the sudden and receive thy spiriting' .