Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
- There was nothing but an old chair in the room.
Benim odam çok küçük.
- My room is very small.
Hangi odada kalmak istersiniz?
- In which room would you like to stay?
Oturma odası yemek odasına bitişiktir.
- The living room adjoins the dining room.
Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.
- Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'.
Odadaki herkes ne meydana geldiğiyle ilgili sersemledi.
- Everyone in the room was stunned by what happened.
Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
- When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Arabada bir kişilik yer vardı.
- There was room for one person in the car.
Arabanızda ayıracak yer var mı?
- Is there any room to spare in your car?
Bir pansiyonda yaşıyorum.
- I live in a rooming house.
Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı.
- It was very stuffy in that room with all the windows closed.
Neden benim odamdasın?
- Why are you in my room?
Herkes için yeterli boş yer var.
- There's enough room for everybody.
O odada gerçekten oturmak istemiyorum.
- I really don't want to sit in that room.